İngiltere’de polis neden şüphelilerin etnik kökenini açıklamaya teşvik ediliyor?

İngiltere’de Ulusal Emniyet Müdürleri Konseyi (NPCC), bazı yüksek profilli ve hassas soruşturmalarda polisin şüphelilerin etnik kökeni ve uyruğunu açıklamasının teşvik edileceğini duyurdu.

Bu adımla, kamuoyunun ilgisiyle karşılaşan ve dezenformasyonun yüksek olduğu vakalarda kamu güvenliği için ortaya çıkan riskin azaltılması hedefleniyor.

NPCC, etnik köken gibi bilgilerin açıklanmasına ilişkin kararların, daha geniş yasal ve etik konular da göz önünde bulundurularak, polis güçlerine ait olacağını ekledi.

Bu karar, Warwickshire’da 12 yaşındaki bir çocuğa tecavüz ettikleri iddiasıyla suçlanan ve Afgan sığınmacı oldukları bildirilen iki kişinin de aralarında bulunduğu bir dizi yüksek profilli davanın ardından geldi. 

İçişleri Bakanlığı sözcüsü kararı memnuniyetle karşıladıklarını dile getirerek, “Kamu güveni, kendilerine hizmet eden makamların şeffaf ve tutarlı olmasını gerektirir” dedi.

İngiltere’de polisin mesleki eğitim ve etik standartlarından konularından sorumlu Polis Akademisi’nin mevcut yönergesinde, şüphelilerin uyruğu, sığınma durumu ya da etnik kökeni hakkında bilgi verilmesini engelleyen bir madde bulunmuyor.

Ancak bu bilgilerin kamuoyuna açıklanması yönünde de bir tavsiye yer almıyor. Bu nedenle medyaya verilen bilgiler büyük ölçüde polis gücünün inisiyatifinde ve son yıllarda gittikçe daha fazla tartışmalara konu oluyor. 

Liverpool şampiyonluk kutlamasındaki olayda uygulandı

Mayıs ayında İngiltere’de Premier Lig’i kazanan Liverpool futbol takımının geçit törenine katılanlara çarpan araçla ilgili olarak bir kişi cinayete teşebbüs ile suçlandı ve tutuklandı. Bölge polisi, bir terör saldırısı söylentilerini bastırmak için tutuklanan kişinin beyaz ve İngiliz olduğunu açıklamakta gecikmedi.

Öte yandan geçen yaz Southport’ta yaşları 6-9 arasında değişen üç kız çocuğunu öldürmekten hapse atılan Axel Rudakubana hakkında bilgi vermeme kararının, yanlış bilgilerin yayılmasını hızlandırdığı eleştirileri gelmişti.

Kız çocuklarını öldüren saldırganın sığınmacı olduğu yönündeki yanlış iddia, 2024’ün Temmuz ve Ağustos aylarında neredeyse tüm ülkede tanık olduğu aşırı sağcı ayaklanmanın fitilini ateşlemişti.

NPCC’nin iletişim ve medyadan sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı Sam de Reya, isyanlara atıfta bulunarak bunu polisin kamuya açıkladığı ve açıklamadığı bilgilerin “gerçek dünyadaki sonuçları” olarak tanımladı.

Reya, “Sosyal medya spekülasyonları çağında ve bilginin çok çeşitli kanallarda inanılmaz bir hızla yayılabildiği bir ortamda, uygulamalarımızın amaca uygun olduğundan emin olmalıyız” dedi.

Etnik köken ve uyruktan bağımsız olarak bir şüphelinin göçmenlik statüsü ise farklı bir yasal çerçeve gerektiriyor.

Polis Akademisi, bir şüphelinin göçmenlik statüsünü doğrulamanın polisin sorumluluğu olmadığını yeniden teyit edecek. Bu doğrulama, polis teşkilatına değil İçişleri Bakanlığı’na ait olarak kalacak.

İçişleri Bakanı Yvette Cooper geçen hafta BBC’ye verdiği demeçte, şüphelilerin geçmişi konusunda “davalarda daha fazla şeffaflık” olması gerektiğini söyledi.

Polis Akademisi Müdürü Sör Andy Marsh, geçici kılavuzun “tutarlılık getireceğini” ve “doğru kriterleri karşıladığında tüm etnik kökenler ve milliyetler için bilgilerin yayınlanabileceğini” sözlerine ekledi.

Kılavuz, İngiltere Kraliyet Savcılığı (CPS) ve İçişleri Bakanlığı ile yapılan istişareler sonucunda geliştirildi. Polis Akademisi, medya ilişkileri için mevcut uygulamalarını bu yıl içinde güncelleyecek.

Öte yandan yeni uygulamadan sonra polis güçlerinin karşılaşabileceği sorun, bu yeni yaklaşımın kendine has zorluklara yol açma ihtimali.

Örneğin Liverpool’daki gibi bir olaydan sonra şüpheliyle ilgili bilgiler net değilse ne yapılacak? Ya da daha zoru, eğer şüpheli ülkeye yeni gelmiş bir göçmense ya da yazın dolaşan spekülasyondaki gibi bir Müslüman ismine sahipse, polis nasıl davranacak?

Bu zorluklar düşünülünce, Polis Akademisi’nin kılavuzuna da yansıyacak olan “etnik kökenin açıklanması” yönündeki yaklaşımın her durumda devreye sokulmayabileceği söylenebilir.

Mayıs’ta Liverpool’da yaşanan olaydan sonra Londra Metropolitan Polis Teşkilatı’nın eski yetkilisi Helen King, “Polisin bu bilgileri hızla teyit edebildiği durumlar olduğu gibi, bunun net olmadığı durumlar da olacaktır. Bunlar her zaman karmaşık ve hassas kararlar olacak” demişti.

Related Posts

CHP kulisleri: Kurultay davası endişesi yok, yeni yıla girmeden olağan kurultay yapılabilir

CHP kulisleri: Kurultay davası endişesi yok, yeni yıla girmeden olağan kurultay yapılabilir

Mersin’de kadın cinayeti: Önce Songül’ü katletti, sonra kendini öldürmeye çalıştı

Mersin’in Anamur ilçesinde Naim Şen, tartıştığı Songül Perçem’i av tüfeğiyle vurarak katletti. Şen, aynı silahla intihar girişiminde bulundu.

Madonna’dan Papa’ya Gazze çağrısı: Lütfen Gazze’ye gidin

ABD’li şarkıcı Madonna, Gazze’deki çocukların yaşadığı insani krize dikkat çekerek, Katoliklerin ruhani lideri ve Vatikan Devlet Başkanı Papa 14. Leo’ya bölgeye gitme çağrısında bulundu.

Kahramanmaraş’ta aranan 34 kişi yakalanıp tutuklandı

Kahramanmaraş’ta polisin yaptığı çalışmada yakalanan 72 şahıstan 34’ü tutuklandı.

Mersin Valiliği’nden elektrik kesintilerine ilişkin açıklama

Mersin Valiliği bazı ilçelerde belirli aralıklarla uygulanan elektrik kesintilerinin, orman yangınlarının önlenmesine yönelik tedbirler kapsamında olduğunu bildirdi.

Müsavat Dervişoğlu’ndan komisyondaki İYİ Parti kontenjanının paylaştırılmasına tepki

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, TBMM’de oluşturulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’na katılmayan İYİ Parti’ye düşen üyeliklerin AK Parti, CHP ve DEM Parti arasında paylaştırılmasına tepki göstererek, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’a “Yaptığınız bu aymazlıklar, size görev tevdi edenleri mutlu kılmaktan başka bir amaca hizmet ediyor mu? Cumhuriyet’in kurucusu Gazi Meclis’imizi çoğunluğunuzun malı olarak görmekten ne zaman vazgeçecek ve demokrasinin faziletine gerçek anlamda ne zaman sahip çıkacaksınız, hiç düşündünüz mü” sorularını yöneltti.