İsrail Savaş Uçakları Suriye’ye Hava Saldırısı Düzenledi

İsrail savaş uçakları, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun “bölgenin tamamen askerden arındırılması” çağrısının ardından, Suriye’nin başkenti Şam’ın güneyindeki Kiswah kasabası ve Dera vilayetindeki askeri hedeflere hava saldırıları düzenledi.

İsrail Savunma Kuvvetleri, saldırılarla Suriye’ye ait bazı “komuta merkezlerini” ve “silah depolarını” hedef aldıklarını duyurdu. İsrail yetkilileri, Suriye’nin güneyindeki askeri varlıkların İsrail vatandaşları için tehdit oluşturduğunu öne sürdü.

İsrail Savunma Bakanı Israel Katz’ın sözcüsü de saldırıları doğrulayarak, İsrail Hava Kuvvetleri’nin “Suriye’nin güneyini pasifize etmek için belirlenen yeni politikanın bir parçası olarak güçlü bir şekilde harekete geçtiğini” belirtti.

Katz, “Suriye rejim güçlerinin ve ülkedeki terör örgütlerinin, Suriye’nin güneyindeki güvenlik bölgesine yerleşmeye yönelik her türlü girişimi ateşle karşılık bulacaktır” ifadelerini kullandı.

“SURİYE’NİN GÜNEYİ ASKERDEN ARINDIRILMALI”

Netanyahu da kısa süre önce yaptığı açıklamada, İsrail’in Suriye geçiş hükümetinin “Şam’ın güneyindeki bölgeye girmesine izin vermeyeceğini” vurguladı.

Netanyahu, “Kuneytra, Dera ve Süveyda vilayetlerinin yeni rejim güçlerinden tamamen arındırılmasını talep ediyoruz. Aynı zamanda, güney Suriye’deki Dürzi toplumuna yönelik herhangi bir tehdide de müsamaha göstermeyeceğiz” dedi.

GOLAN TEPELERİ VE GERGİNLİĞİN ARKA PLANI

İsrail, 1967’deki Altı Gün Savaşı’nda Golan Tepeleri’ni ele geçirmiş ve 1981’de bölgeyi ilhak etmişti. Ancak bu ilhak, uluslararası toplum tarafından tanınmadı. Bölge, uzun süredir Birleşmiş Milletler Ayrılma Gözlemci Gücü (UNDOF) tarafından denetlenen bir tampon bölge olarak kalmaya devam ediyor.

Suriye geçiş hükümeti, İsrail’in saldırılarından önce 25 Şubat’ta bir açıklama yaparak, tampon bölgeye BM güçlerinin konuşlandırılmasını talep etmişti. Şam yönetimi, İsrail’in hava saldırılarını kınayarak, İsrail askerlerinin Suriye’nin güneyinden tamamen çekilmesini istedi.

Gelişmeler, bölgedeki çatışma riskinin daha da artabileceğini gösteriyor.